stephane audran

• (bkz: babette s feast)
• 1932 doğumlu fransız aktris. maalesef sözlükte ilgi görmemiş kendisi. soğuk sarışınları canlandırmıştır ekseriyatla. bkz.
  
  kocası claude chabrol'un birçok polisiye filminde rol almış, tehlikeli dişileri canlandırmıştır.
• fransizlarin charmante sifatinin vucut bulmus hali.
  
  asil adi, colette suzanne jeannine dacheville, 8 kasim 1932'de versailles'da dogan bir akrep burcu kadini.
  
  doktor olan babasini 6 yasinda yitirir, çocuklugu, ilk gençligine dek saglik problemleriyle geçer. annesi ilk çocugunu kuçuk yasta yitirdiginden kizinin ustune titrer. lise sonrasi annesi istemese de oyunculuk dersleri alir. charles dullin'in dersinde ilk esi jean-louis trintignant'la tanisir. evlilikleri uzun surmez, trintignant bb'ye asik olur, ayrilirlar. les cousins filminde claude chabrol ona kuçuk bir rol verir. sonra chabrol'un les bonnes femmes'inda onemli bir rol alir. tanistiklarinda chabrol evlidir, bosaninca 1964'te evlenirler. bu evlilik baslarda chabrol'e kariyerinde pek sans getirmez taa ki les biches filmine dek. berlin film festivali'nde gumus ayi alan bu filmde audran eski esi trintignant'la tekrar bulusur.
  
  audran, chabrol'un la femme infidèle, le boucher, la rupture, juste avant la nuit filmlerinde hep hélène adli karakteri canlandirir. filmler farklidir ama audran'in oynadigi karakterler ortak noktalar tasir. hep elegant, sofistike, soguk kadini oynar.
  
  audran bunuel'in le charme discret de la bourgeoisie'sinde canlandirdigi karakterle 1973'te en iyi kadin oyuncu dalinda bafta odulune layik gorulur. 1974'te claude sautet'nin vincent, françois, paul... et les autres'unda kisa ama enfes bir rol alir. 70'lerde orson welles, samuel fuller gibi yonetmenlerin filmlerinde de oynar.
  
  1980'de chabrol'le bosanirlar. 87'deki le festin de babette'e dek pek çok filmde kendisini çok da one çikarmayan roller alir.
  
  chabrol'den bosandiktan sonra kariyerinde yasadigi dusus bazi saglik sorunlarina neden olur, bu onu alternatif tibba yonlendirir. 2009'da une autre façon de vivre diye sadece alternatif tip uzerine degil, gastronomi ve genel kultur uzerine de tavsiyeler veren bir kitap yazar. tipki chabrol gibi audran da gastronomiye fazlasiyla duskundur ^*
  
  2018'de uzun suredir yasadigi saglik problemlerinin ardindan 85 yasinda bu dunyaya veda eder.
  audran'in chabrol'le bir, salvador dali'nin yegeni miguel dali ile baska bir erkek çocuk olmak uzere, iki çocugu vardi. 2015'te dali'den olan oglunun londra'da yuksek dozdan olumunu yasamistir ne yazik ki.
  
  çok guzel ve derin bakislari olan, harikulade bir kadin, haza hanimefendidir kendisi. huzur içinde yatsin.
• les bonnes femmes ve les biches filmlerini peş peşe seyredince, stephane audran'un bu dünyaya burjuva karakterleri canlandırmak için geldiğini hemen anlıyorsunuz. les bonnes femmes'de tezgâhtar rolündedir, ancak her filminde olduğu gibi yine arzu doludur, ihtiraslıdır. performansından bağımsız biçimde bulunduğu yere ait olamama hissini seyirciye hemen geçirir. bunu sağlayan audren'un doğal havasıdır.
  
  les biches'de ise özüne döner ve bir burjuvayı canlandırır. burjuvazinin karmaşıklıklarını, anlaşılmazlıklarını ve çelişkilerini oldukça sade, gösterişsiz ve hatta zahmetsizce yansıtır. incecik kaşları hafif kalkık bakışları, dik ve kendinden emin duruşu, küçümseyici ama tuhaf biçimde iticilikten uzak bakışları, yakınında bulunan herkese bulaştırdığı ve etkisi altına aldığı yoğun özgüveni ile sağladığı performans bütünlüğü, bir film karakterini canlandırmaktan ziyade kendi doğal hâliyle kameraya alınmış hissiyatı uyandırır. etkilenmemek mümkün değildir. audren'u burjuvazinin hezeyanları içinde seyretmek sınıf kinini bile törpüleyecek güce sahip bir deneyim yaşatır.
  
  lec biches'teki audren, sanki başka bir filmde başka bir karakter değilmiş gibi la femme infidele ve le charme discret de la bourgeoisie'da da karşımıza çıkar. aynı bakış, aynı duruş ve aynı hava. üstten bakar, yer yer küçümser, arzu doludur ve her burjuva gibi alabildiğine saçmalar. ve bunların hepsini nefis şekilde yapar.
  
  sinemada kendine has bir etki bırakmasıyla bence unutulmazlar arasına girmiş ve sinemanın en tatlı burjuvası olmayı başarmıştır. ben de çok severim. bu sebeple bir şeyler yazıp hatırasına katkım olsun istedim.